Makine Çevirisi: Çevirmenin Yaşamındaki Yeni Olgu

Makine çevirisi (MÇ) uzun bir süredir çeviri dünyasındaki firmalar, serbest çevirmenler ve akademi dünyası gibi farklı paydaşların gündemine kalıcı olarak yerleşti. Bilgisayar bilimi ile dilbilim ilişkisi üzerine 1950’lerde teorik düzeyde başlayan araştırmalar 1970’lerde bugünkü pratik uygulamaların temellerini oluşturacak yönde gelişti.

MÇ şimdilik çeviri alanının sadece gündelik metinler içeren kısmına uygulanmakta, edebiyat ve düşünce metinleri gibi çevirmenin yazar kadar olmasa da kaynak dile aktarıma entelektüel katkıda bulunduğu metin türleri en azından şimdilik bu tartışmanın dışında kalıyor. Şüphesiz gelecekte MÇ teknolojisinin temelindeki “derin öğrenme” algoritmalarını ve yapay zekanın (AI) arkasındaki teknolojileri, bilgisayarların insan duygu ve düşüncelerini hangi noktaya kadar taklit edebileceğini, hatta taklitten çıkıp kendi entelektini geliştirip geliştiremeyeceğini tartışıyor olacağız. Bilgisayarlı edebiyat ve makale çevirisi mefhumunu belki o zaman geldiğinde irdeleriz.

Geçtiğimiz on yılda özellikle Latin kökenli diller arasında kademeli olarak pratik uygulama alanı bulan MÇ Türkçe için gündeme biraz daha gecikmeli olarak girdi. Bu gecikme öncelikle kaynak dil olarak Türkçeye çeviri talebinin diğer Batı dillerine kıyasla daha az olmasından kaynaklanan ticari nedenler olduğu kadar, Türkçe sözdiziminin ve sondan eklemeli özelliğinin bilgisayar algoritmalarına tanımlanmasındaki teknik zorluklardan da kaynaklanıyordu. Ancak özellikle son birkaç yıldır “neural machine translation”, yani bilgisayar algoritmalarını insan düşünce sistematiğini taklit ederek oluşturma yöntemindeki ilerlemeler, Türkçeyi de kapsayan hızlı bir gelişme gösterdi. Bugün artık MÇ çevirmenlerin mutlaka gündemlerine alması gereken bir araç olarak önümüzde duruyor. Serbest ve kadrolu çevirmenlerin iş akışı içerisine çeviri, redaksiyon, editörlük, kontrol gibi işlevlere MÇDİ olarak da kısaltılan “Makine Çevirisi Sonrası Düzelti İşlevi” de eklendi (İngilizce yaygın kullanılan haliyle MTPE=Machine Translation Post Editing). Özellikle serbest çevirmenlerin makine çevirisini (ve MÇDİ’yi) mesleklerinin geleceği için tehdit olarak algılaması ilk aşamada doğal bir tepki olarak görülebilir. Öyle ki, makine çevirisine başta proz.com forumları olmak üzere farklı platformlarda, özellikle kıdemli çevirmenler tarafından yaygın şekilde direnç gösterilmekte. Ancak makine çevirisinin bu sektörde çalışan herkesin kalıcı olarak gündemine girdiği gerçeğini değiştirmeyecektir. Bunun en somut kanıtı sürecin standardının  oluşturulduğu gerçeğidir (ISO 18587:2017).

Serbest çevirmenler bu değişime uyum sağlamaya öncelikle bu alana bir tehdit olarak değil, yapılan işin ve üretilen sonucun farklı yöntemlerle elde edildiği bakış açısıyla başlayabilir. Birikimini ve tecrübesini yıllar içerisinde metinleri çözümleyip sonra aynı bağlamı, anlamı ve hatta duyguyu Türkçe’nin terimleri, kavramları ve dil yapısı ile ifade ederek edinmiş çevirmen camiasının, özellikle de kıdemli çevirmenlerin MÇ’ye direnç göstermesi doğal kabul edilse de pratik hayatın devamı için bu direncin sürekli olmayacağını ve yeni yöntem ve araçların artarak yaygınlaşacağını göz ardı edemeyiz. İşlerin üretildiği piyasayı şekillendirenler işin emek kısmını icra eden çevirmenler değil, hatta işi gönderen çeviri şirketleri dahi değil. Talep, elindeki materyali faaliyet gösterdiği tüm ülkelerin dillerine çevirmek isteyen mal ve hizmet üreten firmalardan, yani birinci elden ortaya çıkıyor. Çevirmen camiasının bundan önce direnç gösterdiği değişimin bilgisayar destekli çeviri araçlarının bugünkü yaygın kullanımı, MÇ’ye nereye kadar direnilebileceği hakkında bir fikir verebilir. Kaldı ki geleneksel olarak yazılı belge üretimi ile ilişkilendiren çeviri sektörü, giderek uçsuz bucaksız bir mecraya evirilmekte olan yapay zekâ (AI) altyapısında işlevsel araçlardan biri oldu.

MÇ etrafında tartışması süren çok sayıda konu başlığı var. Çalışma koşullarının üzerine oturacağı MÇ iş ilkeleri ve iş süreçleri oluşturmak, açık/kapalı MÇ kullanımı ve veri gizliliği, mevcut hizmet sözleşmelerin güncellenmesi, MÇ araçları ve önceden düşünülmüş, tartışılmış ve prosedürlere dönüştürülmüş olması gereken daha pek çok konu ne yazık ki çevirmen camiasının fazlaca bir katkısı olmadan ilerliyor.